Vücudumuzun bir enerji dağıtım sistemi vardır. Bunlardan en bencili bağışıklık sistemidir. Çünkü bağışıklık sistemi aktif olduğunda bütün enerjiyi kendine ister. Bağışıklık sistemi hastalandığımızda mikropla mücadele eden sistemdir.
Hastalandığımızda vücudumuzda bir toksin, enfeksiyon vardır. Bağışıklık sistemi aktifleşir. Tnf α ,IL 1, IL6 gibi sitokinler salgılatır. Bu sitokinleri haber vermesi için gönderir.
Kaslara giden bu görevliler, “Hey kas enerji bana lazım enerji kapılarını kapat hem de dışarı çıkıp daha fazla toksin getirme. Vücudun verdiği mesaj otur dinlen, düşman yok olunca sen yine aktifliğine devam edersin.” deyip, kaslardan enerji çekildiği için yorgun düşeriz.
“Hey beyin iştahı kes şu an vücudumda toksin var ben bununla uğraşacağım. Bir de yemek yiyip sindirimle uğraşmayayım. Aynı zamanda yediğin besinlerde de toksin vardır. Enerji sindirim ve dışarıdan gelen yeni toksinlere harcamayalım.” Bu yüzden iştahımızı azaltıp yemek yeme mesajı vermektedir.
Bu mekanizma bizi düşünmektedir. Bazen vücudu dinlemekte fayda vardır. O sizi yönlendirir. Bazen hastayken canımız limon çeker C vitamini lazımdır veya başka bir meyve ihtiyacına göre canınızı çektirir. Yılda 1 kere sağlam grip olmak vücut için şifadır. Vücut 1 yılda aldığı toksinleri temizler. Burada çeşitli beslenmek de önemli vücut neye ihtiyacı olduğunu daha önce aldığı besinlerden bilir.
Zaten hastalık gittikten sonra iştahınız da açılır, kaslar da aktif olur. Giden enerjiyi tekrar alırsınız.